Fenerbahçe otobüsünün kurşunlanmasında flaş ifadeler!

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

4 Nisan 2015 tarihinde Fenerbahçe ekip otobüsünün Rizespor deplasmanından dönerken Trabzon yolunda kurşulanması ile ilgili flaş bir gelişme yaşandı. Sözcü Gazetesi’nden Aytunç Erkin’in olaya ait yaşananları köşesine taşıdı.

İşte Aytunç Erkin’in yazısından öne çıkanlar;

“F.BAHÇE, ADALET BAKANLIĞI’NA DİLEKÇE YAZDI”

“Olayla ilgili iki gözaltına alındı ve sonra hür bırakıldı. Sürmene Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada (2016/493 soruşturma numaralı dosya) savcılık 4 Ağustos 2020 tarihinde ek kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verdi. Bunun üzerine Fenerbahçe Kulübü harekete geçti ve Trabzon Sulh Ceza Hakimliği’ne “kararın kaldırılması” için müracaatta bulundu. Bu da 24 Mart 2021’de Sulh Ceza tarafından reddedildi. Ve bunun üzerine Fenerbahçe’nin avukatı İrfan Coşkun, Adalet Bakanlığı’na başvurdu. Neden mi? Dilekçeden okuyalım:

“BEYANLAR İLE İMGELER UYUŞMUYOR”

“Şüpheli E. A.’nın sözü ile tıpkı gün düzenlenen HTS İnceleme Tespit ve Kıymetlendirme Tutanağı incelendiğinde; bu şüphelinin beyanlarıyla HTS raporundaki kayıtların birçoğu uyuşmamaktadır. Şüphelinin hangi saatte nerede olduğu tarafındaki beyanları ile HTS kayıtları büsbütün uyumsuz olup, akına uğrayan kadro otobüsünün güzergahı, bulunduğu yer ve saatler ile ahenk içinde olmasına karşın işbu çelişkiler giderilememiş, şüphelinin sözüne yine başvurulmamıştır.”

“Şüpheli E.A.’nın sözünde olay günü görüştüğünü tez ve beyan ettiği bireylerin hiçbirisinin beyanları belge kapsamına alınmamıştır.”

Artık bu noktada ‘otobüs kurşunlanmasının odağındaki’ kuşkulu E.A. ile ilgili Sürmene Başsavcılığı’nın soruşturma belgesine uzanalım:

‘ŞÜPHELİ, OLAY YERİNDEN PAYLAŞIM YAPTI’

“Yapılan araştırma kapsamında olayın meydana geldiği yol güzergahında siyah renkli bir aracın akşamları gelerek yol kenarına sık sık park ettiği… Yeniden olayın meydana geldiği anda bu aracı olay yerine yakın bir biçimde park ettiğinin görüldüğü… Yapılan araştırmada aracın kullanıcısının kuşkulu E.A. olduğu… Şüphelinin olay anında orada olduğu, cep telefonundan olay anını gösterir fotoğraf ve görüntülerin paylaşımını yaptığı, şüphelinin olay anında olay yerinde bulunduğu ve olay anına ait Facebook üzerinden görüntü ve fotoğraf paylaştığı…”

“Şüpheli ‘Saat 22.13 sıralarında Rize vilayetinden Sürmene’ye gelmek üzere yola çıktım. Yol boyunca güzergahta bulunan rastgele bir ilçeye uğramadım’ halinde beyanda bulunmuş olsa da olayın gerçekleşmesine dakikalar kala Sürmene girişine çok yakın olan Of İlçesi’ndeki baz istasyonlarından sinyal aldığı ortadadır. Kuşkulu Of’taki baz istasyonlarından sinyal aldığı dakikalarda Rize’den yeni yola çıktığını beyan etmiş olup, Of-Rize ortası aralık yaklaşık 34 km olup, araçla 35 dakikalık uzaklıktadır. Şüphelinin beyanları ile HTS kayıtları olayın gerçekleştiği esnada önemli bir halde çelişmektedir.”

Çelişki şurada: Fenerbahçe otobüsü saat 22.18’de kurşunlandı. Soruşturma evrakında kuşkulu E.A.’nın olay yerinden çekim yaptığı, olay yerinde olduğu kabul edilmiş. Lakin E.A., taarruz anından beş dakika evvel Rize’den yola çıktığını söylemiş. Beş dakikada Rize’den Sürmene’ye nasıl vardı? (Rize-Sürmene ortası 40 km ve 33 dakika) Ayrıyeten şüphelinin saat 22.35’te olay yerinden paylaşım yaptığı da soruşturma belgesine yer alıyor. Fenerbahçe’nin Adalet Bakanlığı’na sunduğu dilekçede kuşkulu E.A.’nın HTS kayıtlarındaki çelişkiyle ilgili kısım sekiz sayfa.

“AV MERAKIM BULUNMAMAKTADIR”

“Benim av merakım bulunmamaktadır lakin aracımın uygun olması nedeniyle arkadaşlarım ile vakit zaman av yapmaya çıkarız. İkametimde bulunan çift namlulu av tüfeği merhum babamdan hatıra olarak bana kalmıştır. Öbür otomatik av tüfeği ise abim N. S.’ya aittir.

4 Nisan 2015’te, Fenerbahçe futbolcu kafilesini taşıyan otobüse Sürmene’de yapılan silahlı taarruzun şüphelilerinden N.S. soruşturma evrakına giren sözünde bu cümleleri kurdu. Fenerbahçe’nin, Adalet Bakanlığı’na yaptığı ‘Kamu faydasına bozma’ talepli dilekçesinde N.S.’nin öteki kuşkulu E.A.’yla olan ilgisinin altı çizildi, iki şüphelinin o gün 16 defa görüştüğüne vurgu yapıldı ve olayda kullanılan ‘silah’ üzerinde duruldu.

TRABZON EMNİYETİ’NDE YER ALAN İFADELER

Olaydan dört gün sonra 8 Nisan 2015 tarihinde Trabzon Vilayet Emniyet Müdürlüğü’nün soruşturma evrakına giren yazısında şu tabirler yer aldı:

“N.S.’nin internet ve Youtube imajları incelendiğinde; şahsın avcılık yaptığı, 4 Nisan 2015 tarihi (Fenerbahçe otobüsüne yapılan taarruzun olduğu gün) saat 22.15 sıralarında meydana gelen olayın sonraki günü olay yerine yaklaşık 200 metre uzaklıkta cürüm kanıtı olarak bulunan Zafire marka, kundak kısmı ağaç kaplamalı, üstün pose av tüfeğinin çok benzerini kullandığı görülmüş… Bu nedenle olayın meydana geliş sırasında E.A. isimli şahsın Rize vilayetinden konvoyu takiple Sürmene İlçesi girişine kadar geldiği, vakit zaman N.S. isimli şahsa pozisyon hakkında telefon ile bilgi vermiş olabileceği ve N.S. isimli şahsında olayın meydana geldiği yerde bekleyerek, olayı gerçekleştirmiş olabileceği değerlendirilmiştir…”

“TÜFEĞİN KAYIŞ YAPISI BENZERLİK GÖSTERİYOR”

Tekrar soruşturma belgesinde yer alan bilgilere nazaran 7 Nisan 2015 tarihli Araştırma ve Kanıt Tespit Tutanağı’nın 4 numaralı hususunda de şu tespitler yer aldı:

“S.S. tarafından paylaşılan görüntüde, T.D., H.S., S.S, N.S. ve M.S. isimli şahısların bulunduğu… 9 numaralı fotoğraftaki N.S.’nin elinde bulunan harika posa av tüfeği ile, 11 numaralı fotoğraf ve 12 numaralı fotoğrafta N.S.’nin elinden bulunan av tüfeğinin kayış yapısının… 13 numaralı fotoğrafta olay yerinde ele geçirilen tüfeğin kayış yapısıyla benzerlik gösterdiği anlaşılmıştır.”

Artık Fenerbahçe ismine dilekçeyi sunan avukat İrfan Coşkun’un belgeye giren şu tabirlerine bakalım:

“Raporlarda mevcut olan ve N.S.’nin avcılık yaptığı sırada elinde bulunan ve olayda kullanılan silahla bir epey benzerliği olan silahın kime ilişkin olduğu, kimin zilyetinde olduğu araştırılmamıştır. Kuşkulu N.S.’ye dahi sorulmamıştır.

“Olayda kullanılan silah ile N.S.’nin elinde görülen silahlar birbirinden farklıysa fotoğraftaki silahın nerede olduğu sorulmalı, savcılık makamına ya da kolluk makamına ibrazı istenmelidir.”

“ÖNEMLİ KANITLAR VARKEN KOVUŞTURMA YAPILMADI”

Adalet Bakanlığı’ndan istenen de dilekçede şöyle yer aldı:

“Bu kadar değerli bir atak hareketinde belge kapsamındaki şüpheliler hakkında bu formda bir soruşturma yapılması ve nihayetinde dava açılması için bu derece kuşku uyandıracak kıymetli kanıtlar varken hiçbirisinin değerlendirilmeyip haklarında kovuşturmaya yapılmasına yer olmadığı tarafında kara anlaşılır değildir. Kovuşturmaya Yer Olmadığı kararına itirazın reddi kararını içeren kararın bozulması emeliyle kanun faydasına bozma istemiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurulmasını talep ediyoruz.”

“EN AĞIR CEZAYI TALEP ETTİK”

Adalet Bakanlığı’na dilekçeyi sunan avukat İrfan Coşkun süreci bana şöyle özetledi:

“4 Nisan 2015 günü, Rize-Trabzon havalimanı istikametinde gitmekte olan Fenerbahçe Spor Kulübü Futbol A kadromuz kafilesine yönelik gerçekleşen silahlı atağın akabinde Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan müracaat ile işbu faillerin tespiti, varsa örgüt bağlarının deşifre edilerek en ağır formda cezalandırılmaları talep edilmiştir.

“Takipsizlik kararına karşı epey ayrıntılı bir çalışma ile şüphelilerin ve grup otobüsünün Rize’den hareket sonrası olay anına kadar adım adım HTS kayıtları ile örtüşecek halde hazırlanan haritalar ile itiraz edilmiştir. Şüphelilerin sözlerindeki çelişkiler de tekrar HTS kayıtları ile ortaya konulmuştur. Fakat tüm bunlara karşın savcılık bir tek şahit dahi dinlemeden şüpheliler hakkında takipsizlik kararı verilmiştir.

“Otobüsün Rize’den hareketi ile olay saati ortasında evrak içerisindeki şüphelilerin yalnızca birbirleri olan irtibat dahi tek başına bu davanın açılması sebebiyken bu kararın verilmiş olması tarafımızca şaşkınlıkla karşılanmıştır.

“Buna karşın, itirazımız üzerine Trabzon Sulh Ceza Hakimliği tarafından ‘müştekilerin açıklığa kavuşturulmasını istediği konuların tali kanıt niteliğinde olduğu, kelam konusu konular açıklığa kavuşturulsa dahi şüpheliler hakkında kamu davasının açılmasını gerektirecek nitelikte kâfi kuşkuya ulaşılamayacağı’ halinde bir münasebet oluşturması, bu nitelikte bir olay için nerede ve kimlerle olduğunu ispata fayda kanıt bir tarafa bir beyanda dahi bulunmayan şüpheliler hakkında bu kararın verilmiş olması adalet ile bağdaşmamaktadır.

“Söz konusu mahkeme kararının bozulması gayesiyle kanun faydasına bozma istemiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurulması talebi ile Adalet Bakanlığına müracaat yapılmıştır. Savcılık, hem adap hem de temel bakımından son derece eksik bir soruşturma yürütmüş ve o gece otobüs içerisinde bulunan 40 kişinin katli için aksiyon yapan beşerler hakkında takipsizlik kararı vermiştir.”